T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/649
K. 2008/3957
T. 27.3.2008
• TİCARET MARKASININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ( Ticaret ve Hizmet Markalarının İçerdikleri Mal ve Hizmetler Birbirlerinden Ayrılmayacak Derecede İçiçe Geçmiş İse Ticaret ve Hizmet Markaları Arasındaki İltibastan da Söz Edilebileceği ve Tanınmış Olmayan Markalar Bakımından da İltibas Değerlendirmesi Yapılabileceği )
• MARKALARIN BENZERLİĞİ VE TANINMIŞLIĞI ( Mal ve Hizmetler Birbirlerinden Ayrılmayacak Derecede İçiçe Geçmiş İse Ticaret ve Hizmet Markaları Arasındaki İltibastan da Söz Edilebileceği ve Tanınmış Olmayan Markalar Bakımından da İltibas Değerlendirmesi Yapılabileceği ) )
• MARKALARIN HALK TARAFINDAN KARIŞTIRILMA İHTİMALİ ( Mal ve Hizmetler Birbirlerinden Ayrılmayacak Derecede İçiçe Geçmiş İse Ticaret ve Hizmet Markaları Arasındaki İltibastan da Söz Edilebileceği ve Tanınmış Olmayan Markalar Bakımından da İltibas Değerlendirmesi Yapılabileceği )
• MARKALARIN FARKLI MAL VE HİZMET SINIFLARINDA KULLANILMASI ( Birden Çok Kişiler Adına Tescilli ya da Tescil Başvurusu Yapılan Markaların Kullanılacağı Mal veya Hizmetlerin Benzer Olup Olmadıklarının Tespitinde Önceklikle TPE'nin Sınıflandırmaya İlişkin Tebliğlerinin Dikkate Alınması Gerektiği )
KHK-556/m. 8
ÖZET :
Dava, ticaret markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Birden çok kişiler adına tescilli yada tescil başvurusu yapılan markaların kullanılacağı mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıklarının tespitinde önceklikle TPE'nin sınıflandırmaya ilişkin tebliğleri dikkate alınmalıdır. Bu durum, markada belirlilik ve tescilli markanın koruma sınırının saptanmasında birlik ve istikrarın önkoşuludur.
Ancak, farklı sınıflarda yer almalarına rağmen yöneldiği müşteri kitlesi nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin "benzer" olarak kabulü mümkündür. Bir başka anlatımla, ticaret ve hizmet markalarının içerdikleri mal ve hizmetler birbirlerinden ayrılmayacak derecede içiçe geçmiş ise ticaret ve hizmet markaları arasındaki iltibastan da söz edilebilir ve tanınmış olmayan markalar bakımından da iltibas değerlendirmesi yapılabilir. Burada temel ölçüt, halkın karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığıdır.
DAVA :
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 14.06.2007 tarih ve 2007/5 - 2007/119 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 25.03.2008 gününde davacı avukatı R.Leyla Süren geldi, davalı avukatı tebliğe rağmen duruşmaya gelmedi, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan tarafl avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR :
Davacı vekili, müvekkilinin önceden tescilli LOTÜS hizmet markasının işaret unsuru olan oturan kadın figürünün yönü değiştirilerek ve altına atom figürü eklenerek davacı tarafından marka olarak tescil ettirildiğini ileri sürerek, davalının BİOCOS markasının hükümsüzlüğünü veya anılan işaret unsurununun davalı markasından çıkarılmasını, davanın derdest haksız rekabetin önlenmesi davası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların markalarında yer alan kadın figürünün verilen hizmetin yöneldiği kadın güzelliğine vurgu yaptığından tasviri işlev taşıdığı, nitelik belirttiğinden ayırt edici unsur olmadığı, tek başına kapsadığı hizmetler için marka olarak tescil edilemeyeceği, tarafların markalarındaki ayırt edici unsurların Lotüs ve Biocos ibareleri olduğu, esasen sözkonusu figürün davalı markasında belirsiz biçimde birbirini kesen üç çemberin kesişme noktasında yer aldığından bu iki figür arasında iltibas da bulunmadığı, ayırt edici unsurlar arasında herhangi bir benzerlik bulunduğunun iddia dahi edilmediği, taraflara ait markaların ( 6 ) ay ara ile tescil karşısında davacı markasının tanınmışlığından yararlanmadan söz edilemeyeceği, sözkonusu figür üzerinde tekel oluşturulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2006 tarihli ilamı ile ( esasen davanın tescilden itibaren ( 5 ) yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle sonucu bakımından doğru bulunarak ) onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine ( kötüniyetli tescil iddiasının araştırılması gerektiğine işaret edilerek ) onama kaldırılıp yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Yerel mahkemece bozmaya direnilmiş, direnme kararının davacı vekilince temyizi üzerine HGK'nun 12.12.2007 gün ve 2007/11-974-962 sayılı kararı ile ( davalı markasının tescil tarihi itibarıyle davanın hak düşürücü süre dolmadan açıldığı, bozmaya konu kötüniyet araştırmasına gerek bulunmadığı belirtilerek ) direnme kararı uygun bulunmuş, işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dava, davacının 07.06.1996 tarihli LOTÜS + şekil markasının tepesinde lotüs çiçeği bulunan oturan kadın figüründen ibaret şekil unsurunun davalı tarafından kötüniyete dayalı olarak adına tescil ettirildiği BİOCOS markasının esas unsuru haline getirildiği iddiası ile davalının 04.12.1996 tarih ve 179651 nolu ticaret markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Davacı markası, ( güzellik markası, estetik merkezi, zayıflama ve solaryum merkezi ve kuaför salonu işletmeciliği ) hizmetlerini içeren bir hizmet markasıdır. Davalı markası ise 8 ve 10. sınıfta yer alan bazı cilt bakım ve güzelik amaçlı daha çok kadınlara yönelik makina ve aygıtları kapsayan ticaret markasıdır.
Taraflara ait markaların şekil unsurunu oluşturan tepesinde lotüs çiçeği bulunan oturan kadın figürü tamamen aynı olup, davalı markasında oturma yönü sol yerine sağ yöne bakmakta ve davacınınkinden farklı olarak ta resmin altına atom şekli eklenmiş bulunmaktadır.
Birden çok kişiler adına tescilli yada tescil başvurusu yapılan markaların kullanılacağı mal veya hizmetlerin benzer olup olmadıklarının tespitinde önceklikle TPE'nin sınıflandırmaya ilişkin tebliğleri dikkate alınmalıdır. Bu durum, markada belirlilik ve tescilli markanın koruma sınırının saptanmasında birlik ve istikrarın önkoşuludur. Ancak, farklı sınıflarda yer almalarına rağmen yöneldiği müşteri kitlesi nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin "benzer" olarak kabulü mümkündür. Bir başka anlatımla, ticaret ve hizmet markalarının içerdikleri mal ve hizmetler birbirlerinden ayrılmayacak derecede içiçe geçmiş ise ticaret ve hizmet markaları arasındaki iltibastan da söz edilebilir ve tanınmış olmayan markalar bakımından da iltibas değerlendirmesi yapılabilir. Burada temel ölçüt, halkın karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığıdır.
Mahkemece, taraflara ait markalarda yer alan kadın figürünün markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin yöneldiği kadın kitlesinin güzellik ihtiyaç ve amacına vurgu yaptığı ve tasviri, nitelik belirtici işlev gördüğü, ayırt edici unsur olmadığı, tek başına kapsadığı mal ve hizmetler için marka olarak tescilinin mümkün olmadığı, taraflara ait işaretlerin esas unsurunun "Lotüs" ve "Bicosos" ibareleri olduğu, esasen markalardaki şekil unsurları arasında da iltibas bulunmadığı, sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki gazete ve dergi haber ve ropörtajlarına, tanıtım ve duyurulara ilişkin kanıtlardan davacının 1989 yılında lotüs ibaresi ve anılan kadın figüründen oluşan şekilden oluşan karma markası ile güzellik merkezi açıp kendi sektöründe bilinir hale gelmeye başladığı, ulusal çapta dağıtımı yapılan dergi ve gazetelerde haber ve röportajlara konu edildiği, Lotüs ibaresi ve bu ibarenin ifade ettiği çiçekli kadın figüründen oluşan markası ile yıllarca faaliyette bulunduktan sonra 1996 yılında marka olarak tescil başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Salt kadın figürünün kadın güzelliğine vurgu yaptığı, hizmet ve malın yöneldiği kadın kitlesinin güzellik amaçlı ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetlerin niteliğini belirttiği yolundaki kabul ve varsayımın bir dayanağı bulunmamaktadır.
Davacının 1989 yılından bu yana kullandığı kadın figürünün hizmet ve faaliyetlerinde yer alış biçimi ve marka tescilindeki yeri ile özgün bir çizim, kompozisyon olduğu dikkate alındığında 556 sayılı KHK'nin 5. maddesinin aradığı koşullar anlamında marka olarak tescili istenebilir bir işaret olduğu ve markanın esas unsuru niteliği taşıdığı kabul edilmelidir.
Davacının daha önce kullanmaya başladığı ve marka olarak tescil ettirdiği söz konusu figürün ters çevrilerek ve şeklin ana karakterini de değiştirmeyecek bir takım çizimler eklenerek davalı tarafından mübrez SSK bildirgelerinden daha önce davacının güzellik salonunda kullandığı bir takım aygıtları satın aldığı şirkette çalışırken öğrenmiş olması muhtemel davacı markasından esinlenilerek böyle bir marka başvurusuna konu edilmesi 556 sayılı KHK'nin 8/a ve b bentlerine aykırı olduğu gibi iyiniyet kurallarına da aykırı bulunduğu anlaşılmış bulunmakla davanın kabulü yerine dosyadaki kanıtlara uygun düşmeyen değerlendirme ve yanılgılı hukuki nitelendirmeye dayalı olarak davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 550,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.